Avrupa Birliği (AB) Dış Politika Şefi Josep Borrell, Cumartesi günü resmi X hesabında yaptığı bir paylaşımda İsrail'in Lübnan'ın başkenti Beyrut'un güneyine hava saldırısı düzenlemesiyle tansiyonun iyice arttığı Ortadoğu'nun "tam bir savaşa doğru sürüklendiği" uyarısında bulundu.
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin Gazze konulu oturumunun ardından Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) New York kentinde gazetecilere açıklamada bulunan ve "barışa giden tek yolun İsrail ve Filistin devletlerinin yan yana yaşaması olduğunu" belirten Borrell, İsrail başbakanının "ne pahasına olursa olsun" Lübnan ve Gazze'deki militanları yok etmeye kararlı göründüğünü dile getirdi.
AFP haber ajansının aktardığına göre Netanyahu, "Eğer Hamas yok edilecekse, uzun bir savaşa gireceğiz demektir" ifadelerini kullanmıştı.
Bu yorumlar İsrail ordusunun cuma gecesi Hizbullah'ın Beyrut'un güney banliyölerindeki karargahını "son derece isabetli" bir şekilde vurduğunu açıklamasının ardından gelmişti.
Lübnan Sağlık Bakanlığı, söz konusu saldırıda en az altı kişinin öldüğünü ve 91 kişinin yaralandığını bildirdi. Bu, son bir yıl içinde Beyrut'u vuran en büyük saldırı olurken, bölgede tırmanan çatışmayı tam bir savaşa dönüştürmesinden endişe ediliyor.
Aralarında bir ABD yetkilisinin de bulunduğu, isimlerini vermek istemeyen iki kişiye göre, saldırıların hedefi Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'tı. İsrail ordusunun resmi X hesabında Cumartesi günü yapılan paylaşımda Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürüldüğü doğrulandı. Paylaşımda, "Hasan Nasrallah, dünyayı artık terörize edemeyecek" ifadeleri kullanıldı.
Lübnanlı ekipler hedef olan alandaki altı binanın enkazını tararken ölü sayısının önemli ölçüde artması muhtemel görülüyor.
Saldırıların ardından İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD ziyaretini yarıda keserek ülkesine döndü. Bundan saatler önce BM'ye hitaben yaptığı konuşmada, Hizbullah'a karşı saldırıların devam edeceğini dile getirmiş ve ateşkes umutlarını daha da azaltmıştı.
İsrail ordu sözcüsü Daniel Hagari, saldırıların Hizbullah'ın ana karargahını hedef aldığını ve karargahın konutlarında altında olduğunu savunmuştu.
Lübnan'ın ulusal haber ajansına göre, gece yarısı gerçekleşen bir dizi patlama, Beyrut'un Dahiye banliyölerinde yoğun nüfuslu, çoğunlukla Şiilerin yaşadığı Haret Hreik bölgesinde altı apartman bloğunu moloza çevirdi. Beyrut'un yaklaşık 30 kilometre kuzeyindeki evleri de sallayan patlamalar, gökyüzünü turuncu dumanla kapladı.
Görüntülerde kurtarma görevlilerinin bükülmüş metal ve enkaz yığınlarıyla çevrili büyük beton levhaların üzerine tırmandıkları görüldü. Birkaç kraterin de dikkat çektiği görüntülerde bir kraterin içine bir arabanın düştüğü de göze çarptı. Ayrıca eşyalarını taşıyan bir grup sakinin bölgeden uzaklaştığı anlaşıldı.
İsrail, bombaların türü veya kaç tane kullanıldığı konusunda açıklamada bulunmadı. Ancak İsrail ordusunun cephaneliğinde, özellikle yeraltı hedeflerini vurmak için tasarlanmış yaklaşık 900 kiloluk, Amerikan yapımı "Bunker Buster" isimli güdümlü bombalar bulunuyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nde kriz ve silah araştırmacısı olan Richard Weir, patlamaların bu bomba sınıfıyla tutarlı olduğunu belirtti.
İsrail Hava Kuvvetleri, üç binayı tahliye etmeleri konusunda uyardıktan kısa bir süre sonra, cumartesi günü erken saatlerde güney banliyölerinde de yeni bir dizi saldırı düzenledi. Bu binaların Hizbullah tarafından gemi karşıtı füzeler de dahil olmak üzere bir dizi silahı gizlemek için kullanıldığı iddia ediliyor.
İsrail ordusu, Doğu Lübnan'daki Bekaa'ya ve güneydeki Sur'a ek saldırılar düzenleyeceğini de duyurdu.
İsrail, bu hafta Lübnan'daki hava saldırılarını önemli ölçüde yoğunlaştırdı ve Hizbullah'ın 11 aydan uzun süredir kendi yönetimindeki topraklarda sürdürdüğü ateşe son vermeye kararlı olduğunu bildirdi. Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre, artan saldırılarda Lübnanlı onlarca kadın ve çocuk da dahil olmak üzere 720'den fazla kişi öldü. Devlet haber ajansı, cuma günü çoğunlukla Sünnilerin yaşadığı sınır kasabası Şeba'da şafak vakti gerçekleşen saldırıda aynı aileden dokuz kişinin öldüğünü aktardı.
BM, çatışmaların 211.000 kişiyi yerinden ettiğini ve bunların 85.000'inin şu anda devlet okullarında ve diğer barınaklarda kaldığını dile getirdi. Hava saldırıları 20 birincil sağlık merkezinin kapanmasına ve yaklaşık 300.000 kişinin temiz suya erişiminin engellenmesine neden oldu.