VİYANA - SNmedia.at | Yetkililer, Letonya ile Gotland Adası arasındaki veri iletiminde yaşanan kesintiyi araştırmak üzere resmi soruşturma başlattı. Olay, Rusya’nın “gölge filosu” tarafından gerçekleştirilen bir sabotaj olabileceği şüphesini gündeme getirdi.

Kritik Altyapıya Şüpheli Müdahale

İsveç’in resmi haber ajansı TT’ye göre, 26 Ocak’ta meydana gelen kesinti, son dönemde Baltık Denizi’nde artan deniz altı kablo hasarları zincirinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Hasarın, Almanya ve Finlandiya arasındaki iletişim hatlarını da etkileyebileceği belirtiliyor.

Letonya Devlet Radyo ve Televizyon Merkezi’nden (LVRTC) yapılan açıklamada, kabloların “dış etmenler” nedeniyle büyük ölçüde zarar gördüğüne dikkat çekildi. Yetkililer, olayın kasıtlı bir müdahale olup olmadığını anlamak için teknik incelemeleri sürdürüyor.

Rusya’nın “Gölge Filosu” İddiaları Güçleniyor

Baltık Denizi’ndeki benzer olaylar, Rusya’nın gizli deniz operasyonları yürüttüğüne dair endişeleri artırıyor. Finlandiya Sınır Güvenliği, 25 Aralık 2024’te Estonya ile Finlandiya arasındaki deniz altı elektrik ve iletişim kablolarında yaşanan kesinti sırasında bölgeden, Rusya’nın “gölge filosu”na ait olduğu düşünülen bir geminin geçtiğini bildirdi.

Avrupa Birliği (AB) yetkilileri, Baltık Denizi’ndeki altyapı kesintilerinden Moskova’yı sorumlu tutarken, NATO bölgedeki telekomünikasyon hatlarını korumak için yeni bir güvenlik misyonu başlattığını duyurdu. AB ayrıca, deniz altı kablolarını olası saldırılara karşı korumak için bir tamir filosu kurma planını hızlandırıyor.

Baltık Denizi Yeni Bir Cephe Mi Oluyor?

Rusya’nın Avrupa’ya karşı enerji ve iletişim ağlarını hedef aldığı iddiaları, bölgedeki jeopolitik gerilimi daha da artırıyor. NATO ve AB ülkeleri, Baltık Denizi’nin giderek yeni bir çatışma alanına dönüşebileceğini öngörerek savunma stratejilerini güncelliyor.

ABD’nin Ukrayna ile Maden Anlaşması: Güvenlik Garantisi Olmadan Kaynak Talebi ABD’nin Ukrayna ile Maden Anlaşması: Güvenlik Garantisi Olmadan Kaynak Talebi

Gelişmeler, Batı ile Rusya arasındaki gerilimin sadece Ukrayna cephesiyle sınırlı kalmayacağını, kritik altyapı sabotajlarının Avrupa’nın güvenliğine doğrudan tehdit oluşturabileceğini gösteriyor. İsveç ve diğer Baltık ülkeleri için bu olay, güvenlik politikalarında yeni bir dönemin habercisi olabilir.