Avrupa Komisyonu Cuma günü Türkiye'ye, Avrupa Birliği'nin (AB) mali desteğiyle Suriyeli ve Afgan mültecileri sınır dışı etmek üzere işlettiği göç merkezlerindeki "suistimal iddialarını kapsamlı bir şekilde soruşturması" çağrısında bulundu.

Komisyon'un talebi, medya konsorsiyumu Lighthouse Reports'un yayınladığı bir araştırmanın ardından geldi. Araştırmada, Türkiye tarafından yönetilen ve 213 milyon euro (7,9 milyar TL) değerinde AB fonlarıyla desteklenen geri gönderme merkezlerinde sistematik kötü muamele tespit edildiğini öne sürüyor. Araştırma ayrıca, göç krizinin zirve yaptığı 2016 yılında imzalanan AB-Türkiye anlaşmasında yeni bir dönemin işaretçisi olarak görülüyor.

Medya konsorsiyumu, tesislerdeki sağlıksız ve aşırı kalabalık koşulları, göçmenlere yönelik taciz, işkence vakalarını ve gözaltında tutulanların savaştan zarar gören ülkelerine "gönüllü" geri dönüş belgelerini imzalamaya zorlanmalarını ayrıntılarıyla anlatıyor.

Gazeteciler bir vakada, 2023'te Taliban'ın Afganistan'ı ele geçirmesinden sonra ülkeden kaçan bir kişinin Türkiye'de tutuklandığını ve sonunda ülkesine geri gönderildiğini ve burada "boynundan ve başından aldığı kurşun yaralarıyla vurularak öldürüldüğünü" aktarıyor.

Lighthouse Reports, Le Monde, El Pais ve Der Spiegel gibi diğer Avrupa yayın organları tarafından da desteklenen araştırmasında, "AB'nin bu istismarcı sistemi finanse ettiğinin farkında olduğunu, kendi personelinin de bu konuda alarm verdiğini, ancak üst düzey yetkililerin görmezden gelmeyi tercih ettiğini tespit ettik" ifadelerini kullandı.

Araştırma, AB tarafından finanse edilen 22 farklı tesiste gözaltında tutulan 37 kişinin ifadeleri de dahil olmak üzere 100 kaynağı kapsıyor.

Buna karşılık Avrupa Komisyonu, Türkiye'deki geri gönderme merkezlerinin yönetimi ve gönüllü geri dönüşler için sağlanan tüm AB fonlarının "AB ve uluslararası standartlara tam olarak uygun" olduğunu söyledi.

Ancak AB yürütme organı, temel hak ihlallerinin soruşturulması ve engellenmesi konusunda nihai sorumluluğun Türk makamlarına ait olduğunda ısrar ederek topu Ankara'ya attı.

Komisyon sözcüsü Cuma günü yaptığı açıklamada, "Mültecilerin tanınması ve göç yönetimi söz konusu olduğunda Türkiye'nin kendi mevzuatı vardır. Bu bağlamda, söz konusu resmi hakların uygulanması ve korunması Türkiye'nin sorumluluğundadır," dedi.

NATO Genel Sekreteri Rutte, Türkiye'ye geliyor: Erdoğan'la görüşecek, TUSAŞ'ı ziyaret edecek NATO Genel Sekreteri Rutte, Türkiye'ye geliyor: Erdoğan'la görüşecek, TUSAŞ'ı ziyaret edecek

Sözcü, göçmenlerin zulüm, işkence veya başka türlü kötü muameleye maruz kalacakları ülkelere sınır dışı edilmelerini yasaklayan uluslararası ilkeye atıfta bulunarak, "Herhangi bir geri gönderme kararı uygulanırken bireylerin temel haklarına ve geri göndermeme ilkesine her zaman saygı gösterilmelidir" dedi.

Soruşturma çağrısı yapan sözcü, "Suistimal iddialarını derinlemesine araştırmak Türk makamlarının sorumluluğudur ve onları bunu yapmaya çağırıyoruz," dedi.

Komisyon'un geri gönderme merkezlerindeki kötü koşullardan haberdar edilip edilmediğini teyit etmeyen sözcü, Türkiye'de bulunan AB yetkililerinin bu merkezlere "düzenli olarak" izleme ziyaretleri gerçekleştirdiğini belirtti.

Birleşmiş Milletler (BM) rakamlarına göre Türkiye, diğer milletlerden mültecilerin yanı sıra yaklaşık 3.2 milyon Suriyeli mülteciyle dünya genelinde en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkelerden biri olarak biliniyor.

AB, 2011 yılından bu yana sığınmacıların yönetimini desteklemek üzere Türkiye'ye yaklaşık 10 milyar euro (375,2 milyar TL) fon sağladı.

Brüksel ve üye devletler bu finansmanın ve 2016'da imzalanan anlaşmanın düzensiz göç akınlarını durdurmaya yardımcı olduğunu savunurken, eleştirmenler bu fon planının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a AB'yi tehdit etme ve taviz koparma yetkisi verdiğini söylüyor.