Lübnan'da art arda gerçekleştirilen çağrı cihazı ve telsiz saldırıları, hem küresel tedarik zincirlerine hem de günlük kullanılan tüketici elektroniği ürünlerine yönelik ciddi bir endişe dalgasını da beraberinde getirdi.

Ülke genelinde İsrail'in gerçekleştirdiğinden şüphelenilen saldırılar nedeniyle çağrı cihazlarının patlaması sonucu en az 12 kişi hayatını kaybederken, binlerce kişi de yaralandı. Olaydan bir gün sonra telsizleri hedef alan bir dizi yeni patlamada ise en az 20 kişi ölürken, 450 kişi de yaralandı.

Pek çok uzmana göre, "psikolojik savaş" örneği olarak da görülebilecek bu saldırılar, aynı zamanda günümüz savaş biçiminde yeni bir dönem başlattı.

Artık dünyanın dört bir yanından kullanıcılar, özellikle de akıllı telefonlarının benzer bir durum nedeniyle uzaktan patlatılmasından endişeli. Akıllarda şu soru var: telefonlar gibi modern, kişisel cihazlar da hacklenebilir ve silaha dönüştürülebilir mi?

BAC Consulting İcra Kurulu Başkanı Cristiana Bársony-Arcidiacono ise şirketinin Gold Apollo ile çalıştığını doğrulamış ama çağrı cihazları ve patlamalar sorulduğunda gazetecilere, "Çağrı cihazlarını ben yapmıyorum. Ben sadece aracıyım. Sanırım yanlış anladınız" demişti. Macar firmanın üretim yaptığına dair internette de herhangi bir reklam ve veri bulunamamıştı.

Daha sonra New York Times gazetesi, ismi açıklanmayan üç istihbarat yetkilisine dayandırdığı haberinde, BAC'nin, patlayıcı çağrı cihazları üretmek için kurulan İsrailli bir paravan firması olduğunu bildirdi.

İlk saldırılardan bir gün sonra gerçekleşen ikinci patlama dalgasındaki cihazların da Japonya merkezli radyo ekipmanı üreticisi Icom üretimi bir modele benzediği görülmüştü.

Ancak Japon firma, saldırılarda kullanıldığı iddia edilen modelin üretimini yaklaşık 10 yıl önce durdurduğunu açıkladı.

'Modern tedarik zincirleri daha güvenli'
Tüm bu süreç, teknoloji dünyasının tedarik zincirleri konusunda da dikkat etmesi gereken yepyeni bir cepheyi ortaya çıkarıyor.

Yine de Calgary Üniversitesi'nden Karimipour, bu operasyonun son derece karmaşık ve hedefli olduğunu, bu tarz bir işlemin akıllı telefon üretim süreçlerinde "olası bir şey olmadığını" belirtti.

Karimipour, büyük akıllı telefon markalarında üretim ve tedarik sürecine erişmenin "çok zor" olduğunu ve bu markalarda kalite kontrolünün çok sıkı olduğunu vurguladı.

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) Cornell Tech ve Cornell Hukuk Fakültesi'nden profesör James Grimmelmann ise, "Fiziksel cihazlar üreten veya satan her şirket, tedarik zincirinin bütünlüğü konusunda endişe duyacaktır," ifadelerini kullandı.

Fidan YPG'yi uyardı: Suriye'yi terk edin Fidan YPG'yi uyardı: Suriye'yi terk edin

Al Jazeera'ye konuşan Grimmelmann, "Böyle hareketleri daha iyi tespit edip önleyebilmek için ek güvenlik önlemleri ve doğrulamalar eklemeyi düşünebilirler."

Öte yandan Avustralya'daki New South Wales Üniversitesi İnşaat ve Çevre Mühendisliği Fakültesi'nde tedarik zinciri uzmanı olan Milad Haghani, "Birçok teknoloji şirketi, muhtemelen daha önce üretim süreçlerinin güvenliğini bu kadar ciddiye almamıştır," dedi.

"Birçok şirket bu tür tehditlerle başa çıkmak için tam donanımlı olmayabilir."

İsrail daha önce cep telefonu patlatmıştı
İsrail, Birleşmiş Milletler (BM) de dahil olmak üzere dünya genelinde birçok hak örgütünün tepkisini çeken bu saldırıları henüz üstlenmiş değil. Hizbullah ise saldırılardan kesinkes İsrail'i sorumlu tutuyor. Bazı ABD'Li gazeteler ve yetkililer de saldırının İsrail ordusu ve İsrail istihbaratı Mossad'ın ortak çalışması olduğunu dile getirdi.

İsrail daha önce iletişim cihazları kullanarak suikastlar gerçekleştirmişti. 1996'da Hamas militanı Yahya Abdullatif Ayyaş'ın patlayıcı yüklü bir cep telefonuyla öldürülmesi de buna dahil. Ancak binlerce bombanın aynı anda patlatıldığı bu ölçekte bir saldırı daha önce hiç görülmemişti.

Kaynak: BBC Türkçe