VİYANA - SNmedia.at/Oturum sırasında açıklama yapan Klöckner, "Tişörtler üzerinde ne çıkartmaların ne de başka herhangi bir işaretin yer almayacağı konusunda anlaştık ve bunlar Meclis'in açık kurallarıdır," dedi. Köktürk’ten kıyafetini değiştirmesi istendi ancak bunu reddetmesi üzerine toplantıyı terk etmesi talep edildi.
Köktürk’ün İlk Protestosu Değil
Bu olay, Cansın Köktürk’ün Alman parlamentosundaki ilk sembolik çıkışı değil. Milletvekili olduğu ilk gün meclise Filistin puşisi benzeri bir eşarpla gelen Köktürk, muhafazakâr milletvekillerinden büyük tepki almıştı. CDU’lu vekiller, bu tür sembollerin yasaklanmasını talep etmişti.
Köktürk’ten Sert Tepki
Köktürk, X (eski adıyla Twitter) platformunda yaptığı paylaşımda, "Almanya İsrail’e silah tedarik etmeye devam edecek. Ölen ve yaralanan 50 binden fazla çocuk hakkında tek kelime yok. Tişörtümde ‘Filistin’ yazdığı için Meclis Başkanı tarafından dışarı çıkarıldım. Hepiniz çok kötü bir şekilde başarısız oldunuz," ifadelerini kullandı.
Parlamento Kıyafet Yönetmeliği Tartışmalı
Federal Meclis’in kıyafet yönetmeliği detaylı bir şekilde yazılı değil. Ancak milletvekillerinin ve ziyaretçilerin Meclis’in "saygınlığına uygun" giyinmeleri bekleniyor. Bu kuralların uygulanması ise tamamen oturum başkanının takdirine bırakılmış durumda.
Benzer Olaylar Daha Önce de Yaşandı
Parlamentoda kıyafetler üzerinden verilen siyasi mesajlar ilk kez tartışma yaratmıyor. 2017 yılında bir okul gezisinde “Mülteciler Hoş Geldiniz” yazılı tişört giyen 13 yaşındaki bir öğrenciden sloganı gizlemesi istenmişti. 2009’da ise “Savaşma, seviş” yazılı tişört giyen bir öğrenci durdurulmuştu. Ayrıca milletvekili Marcel Bauer, siyah beresini çıkarmayı reddettiği için iki kez genel kuruldan çıkarıldı.
Siyasette Sembollerin Yeri Tartışılıyor
Tüm bu olaylar, Almanya’da parlamento gibi resmi ortamlarda kişisel ifade özgürlüğünün ve siyasi sembollerin sınırlarının ne olması gerektiğine dair süregelen bir tartışmayı gündeme getiriyor. Özellikle Filistin’e dair sembollerin Alman siyasetinde yarattığı gerilim, dış politika ile iç hukukun kesişiminde önemli bir tartışma alanı yaratıyor.