VİYANA - SNmedia.at/Konuşma yetisi olmayan ve sahip çıkacak bir ailesi bulunmayan Kasibba'nın serbest bırakılması için bir grup klinik psikolog ve sosyal hizmet uzmanı tam dokuz yıl mücadele verdi. BBC Radyo 4’te yayınlanan "File on 4 Investigates" programında, bu mücadelenin nasıl başladığı anlatıldı.
Yetkililerden Açıklama: “Akıl Hastanelerinde Zorunlu Tutulma Kabul Edilemez”
İngiltere Sağlık ve Sosyal Bakım Departmanı, otizmli ve öğrenme güçlüğü olan bireylerin hala akıl hastanelerinde tutulmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Yetkililer, Akıl Sağlığı Yasası’nda yapılacak reformlarla bu tür vakaların önüne geçilmesinin amaçlandığını açıkladı.
İngiltere’de Binlerce Kişi Hala Akıl Hastanelerinde
Şu anda İngiltere'de otizmli ve öğrenme güçlüğü olan 2.000’den fazla kişi zorla akıl hastanelerinde tutuluyor. Bunların yaklaşık 200’ü çocuklardan oluşuyor. Hükümet, uzun süredir bu bireyleri topluma kazandırma sözü verse de, bu hedef henüz gerçekleştirilemedi.
Uzun Süreli Hastane Esareti Nasıl Başladı?
Kasibba’nın, beş yaşından önce Sierra Leone’den kaçak yollarla getirildiği düşünülüyor. Önce bir yetimhanede kalan Kasibba, daha sonra yedi yaşında bir akıl hastanesine yatırıldı. Burada, "tehlikeli" olduğu iddia edilerek yıllarca tek başına kilit altında tutuldu.
Dr. Patsie Staite, 2013 yılında henüz genç bir klinik psikologken Kasibba’nın zorla hastanede tutulduğunu fark etti. Ancak, onu serbest bırakmak tam dokuz yıl sürdü. "Onun yaşadığı koşulları gören hiç kimse bu durumun yasal olduğuna inanamazdı," diyen Staite, Kasibba’nın günde 23 saatten fazla kapalı tutulduğunu vurguladı.
“Göz Çıkartan” Lakabı ve Tek Bir Olay
Kasibba'nın "tehlikeli" olarak damgalanmasına neden olan olay, 19 yaşındayken yaşandı. Bir yangın alarmı çaldığında hastane tahliye edilirken strese giren Kasibba, başka bir hastayı tırmaladı. Bu olayın ardından "göz çıkartan" olarak anılmaya başlandı ve uzun yıllar tecrit altında tutuldu. Dr. Staite, "Bunun gerçek bir tehdit oluşturduğunu düşünmek imkansızdı. Öğrenme güçlüğü olan orta yaşlı bir kadının, onlarca yıl boyunca tehlikeli olduğu gerekçesiyle hastanede tutulması inanılmazdı" dedi.
Kurtuluş Komitesi ve Serbest Kalma Süreci
2016 yılında, sağlık ve sosyal bakım uzmanlarından oluşan bir ekip "Kurtuluş Komitesi" adı altında bir araya geldi. Amaçları, Kasibba’nın özgürlüğünü sağlamaktı. Engelli hakları kuruluşu Changing Our Lives’tan Lucy Dunstan, Kasibba’nın bağımsız savunucusu olarak görevlendirildi. Hastanede tutulmasının gereksiz olduğunu kanıtlamak için kapsamlı bir dosya hazırlandı.
Ancak, Kasibba’nın serbest bırakılması için Koruma Mahkemesi'nin onayı gerekiyordu. Dunstan, Kasibba’yla ilk karşılaştığında, hastane personelinin onu hala "göz çıkartan" olarak tanımladığını belirtti. Kasibba’nın, kilit altında tutulduğu odanın kapısındaki küçük pencereden görülebildiğini ve tamamen yalnız bırakıldığını ifade etti.
Dunstan, altı yıllık mücadelenin ardından, Koruma Mahkemesi’nden Kasibba’nın artık hastanede tutulamayacağına dair bir karar alındığını duyunca gözyaşlarına boğuldu. "Bu, bizim değil, Kasibba’nın başarısıydı. Onlara kendisinin tehlikeli olmadığını gösterdi," dedi.
Şimdi Özgür: Yeni Bir Hayat Başladı
Kasibba, artık sosyal hizmet görevlilerinin desteğiyle toplum içinde yaşıyor. Bakım sorumluları, onun modaya ilgi duyduğunu, evinden gurur duyduğunu ve sosyal iletişimden keyif aldığını söylüyor. "Müthiş bir espri anlayışı var ve sıcakkanlı bir insan. Onun hakkında anlatılanlarla gerçekte tanıdığımız kişi arasında büyük bir fark var" şeklinde konuşuyorlar.
Akıl Sağlığı Yasası’nda Değişiklik Yolda
İngiltere ve Galler'de görüşülen yeni Akıl Sağlığı Yasası, otizmli ve öğrenme güçlüğü olan bireylerin tedavi amacıyla zorla hastanede tutulmasını yasaklamayı amaçlıyor. Ancak hükümet, toplum içinde yeterli destek sağlanmadan bu değişikliğin uygulanamayacağını belirtiyor. Yeni düzenleme, hala bireylerin 28 gün boyunca yasal olarak değerlendirme amaçlı zorla hastaneye yatırılabilmesine olanak tanıyor.
Yetkililerden Üzücü Açıklamalar
Camden Belediyesi’nin Yetişkin Sağlığı Genel Müdürü Jess McGregor, Kasibba'nın hayatının büyük bir kısmını hastanede geçirmesini "trajik" olarak nitelendirdi. "Bu olmamalıydı. Bu durumdan dolayı derin üzüntü duyuyorum" dedi.
Kasibba'nın tutulduğu hastanenin bağlı olduğu NHS akıl sağlığı vakfı ise, sundukları hizmetlerin hiçbir zaman sorgulanmadığını ve Bakım Kalitesi Komisyonu tarafından "mükemmel" olarak değerlendirildiğini savundu. Vakıf, uzun süreli ayrı tutulma kararlarının, bireylerin kendilerine özel odalarda kalmasını sağlamak amacıyla verildiğini belirtti.
Ancak aktivistler ve uzmanlar, Kasibba gibi binlerce kişinin hala benzer koşullarda yaşamaya zorlandığını ve bu durumun derhal düzeltilmesi gerektiğini vurguluyor.