İsrail, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’i 'istenmeyen adam' ilan ederek, ülkeye girişini yasakladığını açıkladı.
Dışişleri Bakanlığı'ndan Çarşamba günü yapılan yazılı açıklamada, Guterres'in İran'ın İsrail'e yaptığı füze saldırısını açıkça kınamadığı gerekçesiyle "persona non grata" (istenmeyen adam) ilan edildiği bildirildi.
"İran'ın İsrail'e yaptığı alçak saldırıyı kesin bir dille kınayamayan hiç kimse İsrail topraklarına ayak basmayı hak etmiyor," diyen Dışişleri Bakanı Israel Katz, yaptığı açıklamada, İsrail karşıtı olarak nitelendirdiği Guterres'in "teröristlere, tecavüzcülere ve katillere destek verdiğini" iddia etti.
Katz ayrıca, Guterres'in Hamas, Hizbullah, Husiler ve şimdi de "küresel terörün anası" olarak tanımladığı İran'ın yanında durduğunu savunarak, Guterres'in BM tarihine "kara bir leke" olarak geçeceğini ifade etti.
Guterres ise İran tarafından salı gecesi gerçekleştirilen füze saldırısının ardından Orta Doğu'da giderek yayılan çatışmayı kınayarak, bölgede art arda yaşanan gelişmeleri eleştirdi ve ateşkes çağrısında bulundu.
İsrail, uzun süredir BM'yi sert bir şekilde eleştiriyor. 7 Ekim'deki Hamas saldırılarının ardından İsrail ve BM arasındaki ilişkiler daha da kötüleşti.
Guterres, defalarca kez Gazze ve Lübnan'daki çatışmaların durması için ateşkes çağrısı yaptı.
İsrail, Hizbullah'ın üst düzey komutanlarını hedef alan ve yaklaşık 1.000 kişinin ölümüne yol açan iki haftalık devam eden saldırıları sırasında Bekaa'nın merkezi, doğusu ve batısı ile güneyinde ve başkent Beyrut'un güney banliyölerinde onlarca saldırı düzenlendiğini bildirdi.
Yaklaşık bir yıldır devam eden çatışmalarda, İsrail ordusunun pazartesi günü ilk kez Beyrut'un merkezini hedef aldığı belirtildi.
İsrail neden Lübnan'a saldırıyor?
7 Ekim'de İsrail ile Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas arasındaki çatışmaların tekrar alevlenmesiyle Hizbullah, Gazze için "yedek cephe" olarak adlandırdığı sınırdaki İsrail askeri noktalarına saldırmaya başladı.
Hizbullah'ın lideri Hasan Nasrallah, bu esnada yaptığı konuşmalarda, Hizbullah'ın sınır ötesi saldırılarının, Gazze'de Hamas'a odaklanacak olan İsrail güçlerini hedefinden uzaklaştırdığını savundu.
Son haftalarda İsrail'in "çatışmada yeni bir aşamaya geçildiğini" duyurmasıyla bölgedeki gerilim de önemli ölçüde tırmandı.
İsrail, örgüte bağlı üst düzey askeri komutanların öldüğü saldırılar düzenledi ve çoğunluğu Hizbullah üyeleri tarafından kullanılan binlerce iletişim cihazının patlamasından sorumlu tutuldu. Cihaz saldırılarında 37 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.
Dünya genelinde birden fazla ülkenin ve uluslararası örgütün lideri, bölgedeki gerilimin topyekûn bir savaşa dönüşmekte olduğunu belirtiyor.
İsrail-Hamas çatışmaları
İsrail ile Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas arasındaki çatışmalar, 7 Ekim tarihinde tekrar alevlendi.
İsrail sınırını aşıp baskın yapan Hamas militanları, 7 Ekim'de düzenledikleri saldırıda çoğu sivil olmak üzere yaklaşık 1.200 kişiyi öldürdü ve 250 kadar kişiyi de rehin aldı. Bu rehinelerin yaklaşık yarısı, Kasım ayında bir hafta süren ateşkes sırasında İsrail tarafından tutulan Filistinli mahkumlarla takas edilerek serbest bırakıldı.
İsrail, BM Genel Kurulu'nun derhal ateşkes ilan edilmesini öngören kararına rağmen Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısından bu yana Gazze'ye yönelik saldırılarını ve sivil katliamlarını sürdürürken, uluslararası kınamalarla karşı karşıya kaldı.
Gazze'deki sağlık yetkililerine göre, 7 Ekim'den bu yana İsrail'in Gazze'de düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 41.000 Filistinli öldürüldü ve yaklaşık 84.700 kişi de yaralandı.
Harabeye dönüşen Gazze'nin pek çok bölgesinde gıdaya, temiz suya ve ilaca ulaşmak hala çok zor.
Güney Afrika'nın açtığı bir dava kapsamında İsrail, Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırımla suçlanıyor.
Mahkeme, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yönetiminin, 6 Mayıs tarihinde işgal edilmeden önce bir milyondan fazla Filistinlinin sığındığı güneydeki Refah kentindeki faaliyetlerini derhal durdurmasına hükmetmişti.