AVUSTURYA

Karner’ın Suriyelileri Sınır Dışı Etme Planları

Avusturya İçişleri Bakanı Gerhard Karner’ın Suriyeli mültecileri sınır dışı etmeye yönelik planları, ülke genelinde tartışmalara yol açıyor. Ortadoğu’da Beşar Esad rejiminin sona ermesi, milyonlarca insanın güvenli bir yaşam arayışıyla sürgüne gitmesine neden olmuştu. Avusturya’ya sığınan Suriyeliler, yıllar içinde toplumla entegre olmuş, Almanca öğrenmiş ve çoğu iş bularak yeni bir hayat kurmuş durumda. Ancak şimdi, bu insanların güvenli gelecekleri sorgulanıyor.

VİYANA - SNmedia.at/Beşar Esad’ın diktatörlüğünün sona ermesiyle Suriyeliler ülkelerine dönüş umutları taşıyor. Ancak ülkedeki durum hâlâ belirsiz ve birçok bölgede terörist gruplar ve milisler etkin. İçişleri Bakanlığı'nın, Suriyeli mültecilerin geri gönderilmesi yönünde hazırlıklara başlaması, birçok kişiyi varoluşsal bir belirsizliğe sürüklüyor. Avusturya’daki mülteciler, Suriye’ye güvenli bir dönüşün şu an için mümkün olmadığını düşünüyor.

Yasal Süreçler ve Uygulamalar
Bu durum, Avusturya’da iltica süreçlerinin tamamen durdurulması anlamına gelmiyor. Esad rejiminin sona ermesiyle ilgili sığınma iptalleri ve yeni yasal düzenlemeler, anayasa çerçevesinde değerlendiriliyor. Ancak mevcut belirsizlik nedeniyle, ülkedeki durumun netleşmesi ve yasal çerçeveye uygun belgelerin oluşturulması gerekiyor.

Mülteciler Karşıtı Söylemler ve FPÖ İle Rekabet
Karner’ın yaklaşımı, toplumda mültecilere karşı mevcut olan olumsuz tutumu daha da körüklüyor. İçişleri Bakanı’nın sert açıklamaları, Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) ile siyasi bir rekabet içinde olduğunu gösteriyor. FPÖ’nün mülteci karşıtı politikalarına benzer söylemler, Avusturya’daki toplumsal kutuplaşmayı artırıyor.

Toplumda Bölünme ve Daha Fazla Öfke
Karner’ın sert söylemleri, yerli ve yabancılar arasında daha fazla ayrım yapılmasına neden oluyor. Bu durum, toplumsal öfkeyi artırarak mülteci topluluklarını daha da izole edebilir. Bunun yerine, Avusturya’daki en büyük mülteci topluluğu olan Suriyelilere yönelik yasal durumların şeffaf bir şekilde açıklanması ve toplumun doğru bilgilendirilmesi gerekiyor.

Söylemsel Daralma ve Politik Araçsallaştırma
Dilbilimci Ruth Wodak’a göre, İçişleri Bakanı’nın mülteci konusunu yalnızca sınır dışı etme eksenine indirgeyen söylemi, karmaşık bir meseleyi politik bir araç haline getiriyor. Bu durum, Avusturya’daki mülteci politikasının daha geniş bir bağlamda ele alınması gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor.

Sonuç: Daha İnsan Odaklı Bir Yaklaşım Gerekiyor
Avusturya’da Suriyeli mültecilere yönelik politikaların, empati ve insan haklarına uygun bir şekilde yeniden şekillendirilmesi gerekiyor. Toplumsal barışın korunması ve mültecilerin güvenli dönüşü için, siyasi söylemler yerine gerçekçi ve çözüm odaklı politikalar benimsenmelidir.

Foto: BMI Bundesministerium für Inneres / Jürgen Makowecz