VİYANA - SNmedia.at/STM, güçlü rakiplerini geride bırakarak kazandığı bu ihaleyle Türk savunma sanayii için yeni bir dönemin kapısını araladı. Türkiye, kendi savaş gemilerini üretebilen dünyadaki sayılı ülkeler arasında yer alıyor ve son yıllarda bu alandaki başarılarını Afrika’dan Güney Asya’ya kadar geniş bir coğrafyada kanıtladı. Şimdi ise Portekiz gibi köklü bir denizcilik geçmişine sahip bir ülkeye askeri gemi ihraç edecek.
"Verilen Sözlerin Tutulması Güven Sağlıyor"
Savunma ve Denizcilik Uzmanı Kozan Selçuk Erkan, askeri projelerde güvenilirliğin kritik bir unsur olduğunu belirterek, Türkiye’nin bugüne kadar gerek kendi donanması gerekse diğer ülkeler için ürettiği projelerde verdiği sözleri eksiksiz yerine getirdiğini vurguladı. Portekiz’in bu güvenilirliği net bir şekilde gördüğünü ifade eden Erkan, bu iş birliğinin ileride farklı projelerle genişleyebileceğine dikkat çekti.
Türk Mühendisliğinin Esnekliği ve Kalitesi Öne Çıkıyor
Erkan, Türk mühendisliğinin projelere sağladığı esneklik ve yüksek kalite standartlarının da bu başarının temel taşları olduğunu belirtti. Türkiye’nin maliyet etkin çözümleri ve müşteri odaklı yaklaşımı, ihaleyi kazanmasında belirleyici faktörlerden biri oldu. Üretilecek lojistik destek gemileri, zırhlı araç taşıma kapasitesi, denizde akaryakıt ve kargo transferi gibi çok yönlü özelliklere sahip olacak.
Portekiz ile İş Birliğinin Stratejik Önemi
Portekiz’in NATO ve AB üyesi olması, bu iş birliğinin önemini artırıyor. Ayrıca, Portekiz gibi denizcilik alanında güçlü bir ülkenin Türkiye’yi tercih etmesi, Türk savunma sanayiinin global arenada yükselen itibarı için büyük bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu iş birliği, Türkiye’nin savunma sanayii ihracatında Batı pazarına daha fazla erişim sağlamasına da katkı sunacak.
Türk Denizciliği Geleceğe Güvenle İlerliyor
Savunma sanayii uzmanları, Portekiz ile yapılan anlaşmanın Türk denizciliği için yeni kapılar açacağını ve gelecekte farklı ülkelerden de benzer projeler için Türkiye’nin tercih edilebileceğini öngörüyor. Türkiye, askeri gemi üretiminde tonaj ve adet bakımından Batı’daki ilk dört ülke arasında yer alarak, uluslararası alanda daha güçlü bir konuma ilerliyor.