VİYANA - SNmedia.at/Viyana’da sosyalist bir gençlik barının tahrip edilmesi, duvarlara gamalı haçlar çizilmesi, LGBTQ+ bireylere yönelik tehditler ve Yahudi topluluğuna yapılan saldırılar gibi olaylar, şehrin farklı kesimlerinde yaşanan gerilimleri artırdı. Özellikle “Avusturya’yı Savun” adıyla bilinen grup, neo-Nazi ideolojisiyle hareket eden genç bireylerden oluşuyor. Bu grup, ilk olarak geçen yaz Viyana’da yapılan bir “geri dönüş” gösterisinde kendini açıkça göstermişti.
Şiddet ve Propaganda İç İçe
Bu genç nesil, sadece fiziksel eylemlerle değil, aynı zamanda sosyal medyada yürüttüğü nefret söylemiyle de dikkat çekiyor. Telegram, TikTok ve Instagram gibi platformlarda anti-faşistlere karşı eylem çağrıları yapılıyor, LGBTQ+ bireyler hedef alınıyor ve ırkçı içerikler paylaşılıyor. Özellikle FPÖ ve lideri Herbert Kickl'e duyulan hayranlık, bu paylaşımlarda sıkça görülüyor. Grup, kısa sürede binlerce takipçi kazandı.
FPÖ Yanlısı Gösterilerde Şiddet
Kasım ayında Viyana’da gerçekleşen FPÖ yanlısı bir gösteri, grubun şiddet eğilimini gözler önüne serdi. Bu gösteride, “Avusturya’yı Savun” üyeleri askeri tarzda bir disiplinle hareket etti. Polis müdahalesi sırasında grup üyelerinde bıçaklar ve kurusıkı tabancalar bulundu. Gösterinin ardından Ortodoks bir Yahudiye saldırı düzenlendiği, saldırganın da FPÖ yanlısı mitinge katıldığı tespit edildi.
Anti-Faşist Gösterilere Müdahale
Aşırı sağcılar, anti-faşist mitinglerde de provokasyonlarını sürdürdü. Viyana’daki bir gösteriye katılan grup üyeleri, şiddet yanlısı tavırlarıyla tepki topladı. Ancak göstericilerin kararlı duruşu, provokasyonların büyümesini engelledi.
Avrupa’daki Aşırı Sağcı Ağı Genişliyor
Avusturyalı aşırı sağcılar, uluslararası neo-Nazi gruplarla da bağlantılarını sürdürüyor. Özellikle Budapeşte’de düzenlenen ve Waffen-SS birliklerini yücelten "Onur Günü" etkinlikleri, bu tür gruplar için önemli bir ağ oluşturma platformu haline geldi. Avusturya’daki aşırı sağcı grupların, Alman neo-Nazi partileriyle iş birliği yaptığı da biliniyor.
Toplumsal Tehdit Büyüyor
Viyana’da artan aşırı sağcı hareketler, sadece yerel halk için değil, Avrupa genelindeki demokratik değerler için de ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu hareketlerin nasıl kontrol altına alınacağı ve toplumsal huzurun nasıl sağlanacağı ise önemli bir soru olarak karşımızda duruyor.
Foto: Markus Sulzbacher