Amerika Birleşik Devletleri, Hamas'ın elindeki İsrailli rehinelerin serbest bırakılması için BM'yi Gazze'de 'acil' ateşkesi desteklemeye zorluyor.
Reuters'ın haberine göre Washington, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne sunacağı karar taslağında "Gazze'de tüm rehinelerin serbest bırakılmasıyla birlikte altı haftalık acil bir ateşkesi" destekleyecek bir dil değişikliğine gitti.
Bu, ABD tarafından iki hafta önce önerilen metnin üçüncü revizyonu.
Washington'ın sunduğu ilk taslak metninde, İsrail-Hamas savaşında "geçici bir ateşkes" isteniyordu.
Uzmanlara göre son revizyon, ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in önceki gün sarfettiği keskin sözleri yansıtıyor.
Harris, "Gazze’de büyük acılar yaşandığını bu nedenle acil ateşkese ihtiyaç duyulduğunu" söylemişti.
ABD, BM Güvenlik Konseyi'nin ateşkese vereceği desteğin Gazze'de Hamas tarafından tutulan rehinelerin serbest bırakılmasıyla bağlantılı olması için bastırıyor.
Washington şu ana kadar "ateşkes" ifadesine net bir dille karşı çıktı.
Amerika Birleşik Devletleri, beş aydır devam eden savaş süresince ikisi "derhal ateşkes" talep eden üç tasarıyı da veto etti.
Joe Biden yönetimi, son BMGK vetosunu "böylesi bir kararın ABD, Mısır ve Katar'ın savaşa ara verilmesi ve rehinelerin serbest bırakılması yönündeki çabalarını tehlikeye atabileceği" iddiasıyla yaptığı savunmasında bulundu.
Başkan Biden salı günü yaptığı açıklamada, heyetler arası görüşmelerin üçüncü gününde de bir ilerleme sağlanamadığı için ateşkes anlaşmasını kabul edip etmemenin Hamas'a bağlı olduğunu ileri sürdü.
Ancak Hamas'tan yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze'de yürüttüğü savaşın kapsamlı şekilde durdurulmasını sağlayacak bir anlaşmaya varmak için 'müzakerelere devam' edileceği bildirildi.
Gazze merkezli gruptan yapılan yazılı açıklamada, "Hamas, halkımıza yönelik saldırıların kapsamlı bir şekilde durdurulmasını sağlayacak bir anlaşmaya varmak için gereken esnekliği gösterdi. Ancak işgal devleti (İsrail), kalıcı ateşkes, yerinden edilenlerin geri dönüşü, Gazze Şeridi'nden çekilme ve halkımızın ihtiyaçlarının karşılanması gibi konularda anlaşmanın öngördüğü şartlardan kaçınıyor." ifadelerine yer verildi.
ABD geleneksel olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde İsrail'i koruyan kararlara imza atıyor.
Ancak iki kez çekimser kalarak Konsey'in, Gazze'ye yardımları artırmayı amaçlayan ve çatışmalara uzun süreli ara verilmesini öngören kararları kabul etmesine izin verdi.
Hamas ve diğer Filistinli silahlı gruplar, 7 Ekim saldırısında, İsrail rakamlarına göre 1,200 kişiyi öldürmüş ve 253 kişiyi de rehin almıştı.
İsrail'in 7 Ekim'de Gazze'ye yönelik başlattığı saldırılarda 30 binden fazla Filistinli öldürüldü, binlerce cesedin de yıkıntılar arasında kaybolduğu öngörülüyor.
Washington, Birleşmiş Milletler'in 2,3 milyon insanın dörtte birinin açlık sınırında olduğu uyarısında bulunduğu Gazze'ye insani yardımların girmesine izin vermesi için müttefiki İsrail üzerindeki baskıyı arttırıyor.
Bu arada ABD, taslak üzerinde müzakerelere zaman tanımayı planladığını ve oylama için acele etmeyeceğini belirtiyor.
Kararın geçmesi için en az dokuz lehte oy ve ABD, Fransa, İngiltere, Rusya ya da Çin'in veto etmemesi gerekiyor.
Rehine krizi, Hamas için 'zafere' giden yol
Bu arada analistlere göre rehine krizi, İsrail için bir ikilem oluştururken Hamas için de 'zafere giden' bir yol sunuyor.
AP'nin haberine göre İsrail son beş ayda binlerce Hamas savaşçısını öldürdü, onlarca tünelini imha etti ve Gazze Şeridi'nde eşi benzeri görülmemiş bir yıkıma yol açtı. Ancak yine de savaşın başından beri açık olan ve nihai olarak sonucu belirleyecek bir ikilemle karşı karşıya: Ya Hamas'ı yok etmeye çalışacak ki bu Gazze'de hala tutulan yaklaşık 100 rehine için neredeyse kesin bir ölüm anlamına gelecek ya da militanların tarihi bir zafer kazanmasını sağlayacak bir anlaşma yapacak.
Her iki sonuç da İsrailliler için acı verici olacak. Her iki sonuç da Başbakan Binyamin Netanyahu'nun siyasi kariyerini utanç verici bir şekilde sona erdirecek.
Netanyahu, kamuoyu önünde, böyle bir ikilem olduğunu reddediyor. Hamas'ı yok etmeye ve kurtarma operasyonları ya da ateşkes anlaşmaları yoluyla tüm rehineleri kurtarmaya söz veriyor ve 'zaferin' de "birkaç hafta içinde" gelebileceğini söylüyor.
Bununla birlikte savaş devam ettiği sürece anketlerin kendisini iktidardan uzaklaştıracağını düşündürdüğü erken seçimlerden kaçınabilir. Ancak bir noktada rehinelerle 'askeri zafer' arasında bir seçim yapılması kaçınılmaz görünüyor.