VİYANA - SNmedia.at/Yeni yasa tasarısı, AB içinde sınır dışı etme kararlarının karşılıklı olarak tanınmasını ve AB dışında geri gönderme merkezlerinin kurulmasını öngörüyor. Brunner, bu girişimin "sığınma ve göç anlaşmasının eksik parçası" olduğunu ifade etti. Kohlenberger ise, AB'nin uzun yıllardır daha hızlı ve etkili geri dönüşleri hedeflediğini ancak bu konuda ciddi zorluklar bulunduğunu belirtti.

Avrupa Birliği, Giriş/Çıkış Sistemi İçin Anlaştı: Dijital Sınır Kontrolü Başlıyor Avrupa Birliği, Giriş/Çıkış Sistemi İçin Anlaştı: Dijital Sınır Kontrolü Başlıyor

Yasa Tasarısına Göre Daha Sert Yaptırımlar Yolda
Yeni düzenlemeye göre, sığınma talebi reddedilenlerin geri dönüş sürecine aktif olarak katılması zorunlu hale getirilecek. Aksi halde sosyal yardımların kesilmesi, seyahat belgelerine el konulması ve hapis cezaları gibi yaptırımlar gözden geçirilecek. Kaçma riski taşıyan kişilere verilen tutukluluk süresi ise 18 aydan 24 aya çıkarılacak.

Geri Gönderme Merkezleri ve Uluslararası Hukuk
Taslağa göre, AB, reddedilen sığınmacıların AB dışındaki geri gönderme merkezlerine nakledilmesini yasal zemine oturtmayı planlıyor. Bu merkezlerin uluslararası insan haklarına uygun olması gerektiği belirtilirken, Arnavutluk'taki tartışmalı kamplardan farklı bir yapıya sahip olacağı vurgulandı. Ancak uzmanlar, bu tür merkezlerin göç sorununu çözmeyeceğini, aksine AB'nin bazı ülkeler tarafından şantaj için kullanılabileceğini öne sürüyor.

STK'lardan ve Uzmanlardan Sert Eleştiriler
STK'lar ve insan hakları örgütleri, yeni yasa tasarısına sert tepki gösterdi. PICUM'dan Silvia Carta, bu girişimini "AB'nin sınır dışı takıntısını tırmandırmak" olarak değerlendirdi. Sea-Watch'tan Giulia Messmer ise "Güvenli geçiş yolları oluşturmak yerine, AB'nin göçmen haklarını reddetmeye yönelik yeni bir baskı oluşturduğunu" söyledi. AB Temel Haklar Ajansı (FRA) da "geri dönüş merkezlerinin kanunsuz bölgelere dönüşmemesi" konusunda uyarıda bulundu.

AB'de Sığınma Politikaları Değişecek mi?
Kohlenberger, AB'nin mevcut sığınma mevzuatının yeterli olduğunu ancak uygulamada eksiklikler yaşandığını söyledi. Yeni yasa tasarısının bir direktif yerine yönetmelik olarak düzenlenmesi sayesinde üye ülkelerin ulusal hukuklarına entegre etme zorunluluğunun ortadan kalkacağı belirtiliyor. Bu durumun, sınır dışı politikalarını daha hızlı uygulanabilir hale getirmesi bekleniyor.

Uzmanlar, bu yasa tasarısının sağ popülist partilerin AB'deki yükselişine bir tepki olarak geliştirildiğini düşünse de, bunun "büyük bir atılım" olmadığı konusunda hemfikir. Komisyon, bu hassas konuda "mütevazi bir tutum" sergilediğini belirtiyor.