Büyükelçi Ceyhun'dan Vorarlberg Eyalet Meclisi Milletvekili olarak  seçilen Cenk Doğan’a Tebrik Büyükelçi Ceyhun'dan Vorarlberg Eyalet Meclisi Milletvekili olarak seçilen Cenk Doğan’a Tebrik

VİYANA - SNmedia.at/2018/19 eğitim yılından bu yana, yeterli düzeyde Almanca bilmeyen öğrenciler okul günlerinin büyük bir bölümünü ayrı Almanca destek sınıflarında geçiriyor. Viyana Üniversitesi'nden Prof. Susanne Schwab liderliğindeki araştırma ekibi, bu modelin öğrenciler üzerindeki etkilerini inceledi. İlk sonuçlar, öğrencilerin normal sınıflarındaki öğretmenler ve arkadaşlarıyla yeterince iletişim kuramadıklarını ve bu nedenle dışlanmış hissettiklerini gösteriyor.

Dışlanma ve Akademik Gelişim Endişeleri

Araştırma, 5. ve 9. sınıflar arasındaki 78 öğrenciyle yapılan görüşmelere dayanıyor. Katılımcıların büyük çoğunluğu, Avusturya’ya kısa süre önce aile birleşimi yoluyla gelmiş ve bazıları geldikleri ülkelerde eğitim alma imkânına sahip olmamış. Bu öğrenciler, haftada 15 ila 20 saat Almanca öğreniyor, ancak farklı eğitim geçmişleri ve dil seviyeleri öğretmenler için önemli bir zorluk teşkil ediyor. Öğrenciler, sosyal dışlanma ve akademik eksiklikler konusunda endişelerini dile getirdi.

"Kimse Bizimle Konuşmuyor"

Öğrenciler, Almanca destek sınıflarındaki eğitim kalitesini genel olarak olumlu bulsalar da, normal sınıflarında dışlanma yaşadıklarını belirtiyor. Görüşülen öğrenciler, normal sınıflardaki öğretmenlerle iletişimlerinin çok az olduğunu veya hiç olmadığını söylüyor. Almanca bilgileri yeterince dikkate alınmadığı için düşük performans beklentileriyle karşılaşıyorlar. Ayrıca, diğer derslere katılamadıkları için önemli akademik içerikleri de kaçırıyorlar. "Kimse bizimle konuşmuyor, biz de onlarla konuşmuyoruz" ifadesi, öğrencilerin yaşadığı sosyal izolasyonu özetliyor.

Dil Öğrenimindeki Zorluklar

Öğrenciler, Almanca destek sınıflarında yeterince hızlı dil öğrenemediklerinden şikâyetçi. Almanca konuşan rol modellerin bulunmaması, dil öğrenme sürecini zorlaştırıyor. Katılımcılar, yalnızca Almanca konuşulması gerektiğini savunarak, bu şekilde dili daha hızlı öğrenebileceklerini ifade ediyorlar. Almanca öğrenmenin temel motivasyonu ise topluma uyum sağlamak ve aileye yardımcı olmak olarak belirtiliyor.

Çok Dillilik Bir Kaynak Olarak Değerlendirilmeli

Prof. Schwab, araştırma sonuçlarının okul personelinin dilsel çeşitlilik karşısında zorlandığını gösterdiğini belirtiyor. Öğretmenleri dil açısından farklılık gösteren sınıflara hazırlayan eğitim programlarının eksikliğine dikkat çeken Schwab, çok dilliliğin değerli bir kaynak olarak kabul edilmesi gerektiğini savunuyor.

Almanca destek sınıfları, uygulamaya konulduğundan bu yana tartışma konusu. Eleştiriler, bu sınıfların öğrencileri dışlayabileceği ve Almanca konuşan rol modeller olmadan dil öğreniminin zorlaşacağı yönünde. Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı değerlendirmede, okulların Almanca öğretim yöntemlerini kendilerinin belirlemesi gerektiği görüşü öne çıkmıştı. Ancak, bazı okulların bu sınıflar için yeterli öğretmen veya alana sahip olmadıkları ortaya konulmuştu.

Foto: IMAGO/Zoonar