Olaylar geçen yıl çiftçilerin yol tabelalarını söküp ters çevirmesiyle başladı. Bazen de dünyalarının tersine dönmesine atıfta bulunarak 'kafamızın üzerinde yürüyoruz' anlamına gelen 'on marche sur les têtes' sloganını eklediler.

O zamandan bu yana protestolar giderek daha yıkıcı bir hal aldı ve salı günü Fransa'nın güneybatısındaki Ariège bölgesinde bir protesto barikatında meydana gelen trafik kazasında bir çiftçi ve kızının hayatını kaybetmesiyle yeni bir boyut kazandı.

Fransa'nın en büyük çiftçi sendikası FNSEA, protestoların "bu hafta ve gerekli olduğu sürece" devam edeceğini söyledi. Hareket ilerledikçe ülke çapında eylemler yapılması bekleniyor. 

Ancak mesele sadece Fransa değil. İklim krizi nedeniyle zaten ekonomik kayıplarla karşı karşıya kalan Avrupalı çiftçiler, çelişkili ve adaletsiz olduğunu ve kendilerini gelecek için endişelendirdiğini söyledikleri yeşil politikalara karşı seslerini yükseltiyor.

Çiftçiler ne istiyor?

Fransız çiftçilerin öfkesi, farklı politikalar ve fon kesintilerinden kaynaklanıyor. 

Sübvansiyonlar kaldırıldığı için mazotun daha pahalı hale geleceğini, su tüketimi için yılda 47 milyon euro ekstra ücretle karşı karşıya kalacaklarını ve karmaşık düzenlemelerin durumu iyice zorlaştırdığını söylüyorlar.

Ayrıca, Avrupa Birliği'nin (AB) Yeşil Anlaşması'nın getirdiği pestisit ve herbisit yasaklarına ve Brezilya ve Arjantin'den daha fazla sığır eti ithal edilmesini sağlayacak AB çapında yeni bir anlaşmaya da itiraz ediyorlar. Çiftçiler, hayvan refahı konusunda katı kurallara tabi olmadıkları için bu ülkelerle rekabet etmenin son derece zor olduğunu iddia ediyor.

Fransa'nın AB'den aldığı yıllık 9 milyar euroluk sübvansiyona başvurmak ise daha büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor. Çiftçilere göre, haftanın en az bir günü bu sübvansiyonlar için evrak doldurmakla geçiyor.

Onlara göre, çelişkili politikalar nedeniyle tarım endüstrisi hem gıda üretimini artırmaya hem de tarımın çevre üzerindeki etkisini azaltmaya çalışıyor. Fransa'yı beslemek için gereken gıdayı üretmeye çalışan insan sayısının azalmasıyla birlikte, pek çok kişi gelecekten endişe duyuyor.

Aralık ayında hükümetin yeraltı sularının pompalanması ve pestisitlerin salınması için lisans ücretlerini artırma planlarından geri adım atmasıyla bu çağrıların bir kısmı karşılık buldu.

Protestoları yatıştırma girişimleri sonucu, sübvansiyonların kaldırılmasından kaynaklanan dizel fiyatındaki artış da askıya alındı ve tartışmalı ot öldürücü glifosat için önerilen yasak kaldırıldı.

NATO Genel Sekreteri Rutte, Türkiye'ye geliyor: Erdoğan'la görüşecek, TUSAŞ'ı ziyaret edecek NATO Genel Sekreteri Rutte, Türkiye'ye geliyor: Erdoğan'la görüşecek, TUSAŞ'ı ziyaret edecek

Pazartesi günü FSEA, Yeni Başbakan Gabriel Attal ve Tarım Bakanı Marc Fesneau arasında yapılan toplantının ardından sendika başkanı Arnaud Rousseau Fransız medyasına yaptığı açıklamada, "somut kararlar alınmadığı sürece eylemlerin durdurulmayacağını" söyledi.

Fransız hükümeti ise "çağrılarını duyduğunu" ve önümüzdeki günlerde açıklama yapılacağını açıkladı.

Öfke tüm Avrupa'ya yayılıyor

Fransız çiftçilerin protestoları komşu Hollanda ve Almanya'ya da sıçradı. Hükümetin tarımla ilgili adaletsiz ve öngörülemez kararları konusunda ortak endişeler var.

Geçtiğimiz yıl Hollandalı çiftçiler yolları kapatmış, sokaklara gübre dökmüş ve azot emisyonlarını azaltmaya yönelik düzenlemeler nedeniyle politikacıların evlerinin önünde protesto gösterileri düzenlemişti.

Dünyanın en büyük tarım ihracatçılarından biri olan ülkede tarım sektörü, toplam azot emisyonlarının yaklaşık yarısından sorumlu. 2019 yılında Hollanda'nın en yüksek idari mahkemesi, azot izinleri sisteminin, bu emisyonların Natura 2000 ağı olarak bilinen ve özel olarak korunan doğa rezervlerine zarar vermesini önlemede başarısız olduğuna karar verdi.

İlk karar manşetlere taşınmasa da, hükümet kısa süre sonra durumu düzeltmek için hayvan çiftliklerini satın almak ve kapatmak da dahil olmak üzere "sert önlemler" alması gerektiğini söyledi.

Kesintilerin aniden duyurulması, çiftçilerin kendilerine adil davranılmadığı hissine kapılmalarına neden oldu. Son 30 yılda azot emisyonlarını önemli ölçüde düşürmüşlerdi ve kırsal alanlara yönelik fonlar kentsel yatırımlar lehine azaltılmıştı.

Önceki hükümet politikaları çiftçileri genişlemeye teşvik etmişti ancak şimdi borç yükü altındaki çiftçilere operasyonlarını küçültmeleri gerektiği söyleniyordu.

Protestolar, çiftçilere tarım politikasında daha fazla söz hakkı vaat eden sağcı siyasi parti BoerBurgerBeweging'in (BBB) kurulmasına yol açtı. BBB, 2023 yılında eyalet seçimlerini kazandı ve Senato seçimlerinin ardından Hollanda Senatosu'nda en fazla sandalyeye sahip parti oldu.

Almanya'da protestolar Berlin'e taşındı

Almanya'da ise ortalama bir işletme için yılda 3 bin euroya varan yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak kaldırılması planlarına karşı öfke giderek artıyor. 

Çevre politikalarının adaletsiz bir şekilde uygulanmasına yönelik daha uzun vadeli kızgınlık ise yangına körükle gitti.

Aralık ayından bu yana sokaklara dökülen çiftçilere pazartesi günü Berlin'de çevre aktivistleri de katıldı. Caddeler ağır vasıtalarla kaplandı.

Çiftçiler, yeşil ve genetiği değiştirilmemiş tarımı desteklediklerini ancak bunun sübvansiyonlarla ya da en azından ürettikleri gıda için adil bir fiyatlandırmayla birlikte gelmesi gerektiğini söylüyorlar. Avrupa'nın dört bir yanında sokaklara dökülen pek çok kişi bu duyguyu paylaşıyor.

Çiftçilik Avrupa'da önemli bir seçim konusu olabilir mi?

AB'nin doğusunda Polonya, Romanya, Slovakya, Macaristan ve Bulgaristan'da çiftçilerin Ukrayna'dan gelen düşük fiyatlı tahılların yarattığı haksız rekabetten şikayet ettiği protesto gösterileriyle birlikte bıkkınlık da arttı.

Romanya ve Bulgaristan'da sınır kapıları traktör ve kamyonlar tarafından kapatıldı. Polonya, geçtiğimiz nisan ayında anlaşmazlık nedeniyle tarım bakanının istifasına tanık oldu ancak yeni sübvansiyonlar şimdi durumu biraz sakinleştirdi.

Bununla birlikte, aşırı yüksek vergiler ve giderek sıkılaşan düzenlemeler nedeniyle pek çok kişinin endişeleri devam ediyor. Çiftçiler kuraklık, sel ve orman yangınlarının etkisiyle sarsılırken, yeşil politikaların kendilerini daha da sıkıştırdığını öne sürüyor. 

Protestolar önümüzdeki haftalarda İspanya ve İtalya'nın da harekete katılmasıyla daha da yayılabilir. 

Avrupa Komisyonu'nun perşembe günü çiftçi sendikaları, tarım işletmeleri ve uzmanlarla yangını söndürmeye yönelik stratejik görüşmelere başlaması bekleniyor.

Gerginlik artmaya devam ederken, haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde tarım, AB genelinde önemli bir gündem maddesi haline geliyor.