DÜNYA

Bolivya'da darbe girişimine giden yol

Bolivya'da başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişimi, ülkede uzun süredir devam eden siyasi ve ekonomik gerilimlerin son noktasıydı. Peki, darbe girişimini izleyen yolda neler yaşandı?

Güney Amerika ülkesi Bolivya'da uzun süredir devam eden siyasi ve ekonomik gerilimler, Çarşamba günü doruk noktasına ulaştı.

General Juan Jose Zuniga liderliğinde bir grup, "demokrasiyi yeniden tesis etme" adına sarayın ele geçirilmesini hedefledi ancak halktan geniş destek bulamayan girişim başarısızlıkla sonuçlandı.

Çarşamba günü yerel saatle 15:00 civarında başlayan darbe girişimi yalnızca üç saat içinde son bulurken, Devlet Başkanı Luis Arce'nin sokaklara dökülme çağrısında bulunduğu destekçileri ellerinde Bolivya bayraklarıyla hükümet sarayının önünde toplandı.

Darbeci General'in aksine çağrısı halkın geniş bir kesiminde karşılık bulan Arce, orduya geri çekilme emri vererek, itaatsizliği kabul etmeyeceğini vurguladı.

Başarısız darbe girişiminin ardından başsavcılık tarafından soruşturma başlatıldığı, Zuniga'nın da tutuklandığı bildirildi.

Darbeye giden yol

Yavaş büyüme, yüksek enflasyon ve dolar kıtlığı nedeniyle ekonomik sıkıntılarla boğuşan Bolivya'da 2010'larda yüzde 4'ün üzerinde büyüme gösteren ekonomi, Covid-19 salgını sırasında çöktü. 2014'te emtia fiyatlarının düşmesiyle döviz rezervleri kullanılmaya başlandı, ardından da altın rezervleri tüketildi.

Başkan Arce azalan gaz üretimi ve bütçe açığı ile 2020'de göreve geldiğinde, ülke ithalatta zorlanıyor, benzin istasyonlarında uzun kuyruklar oluşuyordu. IMF'nin, bu yıl için öngördüğü yüzde 1,6'lık büyüme oranı ise salgın hariç son 25 yılın en düşüğü.

Ekonomik krizin yanı sıra Arce ve eski lider Evo Morales arasındaki çatışmalar da siyasi kargaşaya neden oldu. Morales'in müttefikleri, Kongre’de Arce’nin borç alarak ekonomik baskıyı hafifletme girişimlerini engelledi.

Bolivya, 1825'te bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana 190'dan fazla darbe girişimi ve devrim gördü. Ülke, kentsel alanlardaki siyasi elitlerle mobilize olmuş kırsal kesimler arasındaki çatışmaların tekrar eden bir döngüsüne sahne oldu.

2019'da, Bolivya'nın ilk yerli devlet başkanı olan Morales, anayasaya aykırı şekilde üçüncü dönem için adaylığını koyarak tartışmalı bir biçimde seçimleri kazandı. Hile iddialarıyla dolu bu seçim, 36 kişinin ölümüne yol açan kitlesel protestolara neden olarak, Morales'in istifa etmesi ve ülkeyi terk etmesi ile sonuçlandı.

Sağ kanattan muhalefet geçici hükümet kurdu ve Morales’in partisi Sosyalizme Doğru Hareket (MAS) bunu darbe olarak nitelendirdi.

Morales'in halefi Arce, 2020'de seçimi kazanarak Bolivya'ya refahı geri getirme sözü verdi. Ancak, Morales'in 2025 başkanlık seçimlerinde aday olma planları, MAS içinde yoğun bir mücadeleye yol açtı. Her iki lider de destek toplama çabası içindeyken, bu siyasi mücadele hükümetin ekonomik krizi yönetme yeteneğini felç etti.

Washington merkezli Wilson Center’ın Latin Amerika Programı direktörü Benjamin Gedan yaptığı açıklamada, "Arce, Evo’nun karizmatik liderliğine ve siyasi becerilerine tam anlamıya sahip değil. Ancak devlet aygıtını kontrol edebiliyor,” dedi.

Çarşamba günkü darbe girişimi, hem Arce hem de Morales tarafından hızla kınandı. Bölgesel ve uluslararası liderler de Bolivya'daki meşru anayasal düzenin korunması gerektiğini vurguladı.

Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric ordunun güç kullanımını kınarken, Bolivya’daki yerel ve küresel güç odaklarının çoğu Arce'ye destek verdiğini belirtti.

Morales de X'teki paylaşımında, ordunun sarayın dışındaki Murillo meydanındaki hareketliliğini kınadı.