Bugün Suriye dört farklı bölgeye ayrılmış durumda. Bunlar Esad yönetiminin ya da farklı ideoloji ve bağlantılara sahip çeşitli silahlı grupların ve tek taraflı ilan edilmiş oluşumların kontrolünde.
Suriye’de hangi grupların nerelere hakim olduğu, savaşın başından beri önemli ölçüde değişti.
Başlangıçta muhalif gruplara büyük miktarda toprak kaybeden Esad yönetimi, 2015 yılında Rusya’nın savaşa aktif müdahalesi sayesinde, bugün ülkenin üçte ikisini kontrol ediyor.
Ancak özellikle ülkenin kuzeyinde Türkiye ile sınır bölgesinde, kendilerini yetkili ilan eden gruplar ve uluslararası aktörlerin desteklediği silahlı örgütler tarafından çizilen birçok iç sınır bulunuyor.
Pros&Cons Güvenlik ve Risk Analizi Merkezi Direktörü Prof. Dr. Serhat Erkmen, “Şam’ın doğusundan Fırat Nehri’ne kadar olan bölgede daha yoğun bir İran etkisi var” diyor.
“Akdeniz kıyı şeridinden Şam’a kadar uzanan bölge ile ülkenin güneyindeki topraklar, Rusya’nın etki alanı.”
İran ve Rusya, Esad yönetimine en fazla destek veren ülkeler.
Suriye’nin Akdeniz’deki başlıca limanının bulunduğu ve iç savaşın başından beri kritik önem taşıyan Lazkiye, Esad’ın kontrolünde.
İdlib kimin kontrolünde?
Suriye’nin Türkiye sınırındaki İdlib, Esad karşıtı cihatçı silahlı grupların ellerinde kalan son kaleleri.
Şam yönetiminin 2015 yılında kontrolünü kaybetmesinden bu yana İdlib, birçok rakip muhalif grubun kontrolü altına girdi.
İdlib’in hakimiyeti şu anda Sünni İslamcı siyasi ve silahlı örgüt Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) elinde.
BBC İzleme Servisi Cihatçı Medya Uzmanı Mina Al-Lami HTŞ’nin eski isminin “Nusra Cephesi” olduğunu belirtiyor ve “Bu isim birçok kişiye tanıdık gelecektir. Bu örgüt El Kaide’nin Suriye’deki koluydu” diye hatırlatıyor.
Suriye’deki muhalif gruplar El Kaide bağlantıları sebebiyle Nusra Cephesi ile işbirliği yapmayı reddederken, örgüt 2017'de El Kaide ile bağlarını kopardığını açıkladı.
Al-Lami, “Herkes, El Kaide etiketinden korkuyordu. Örgüt de, bağımsızlığını ilan etti.” diyor.
HTŞ bağımsız olduğunu, herhangi bir dış güçle bağlantısı bulunmadığını ve küresel cihat hedefleri olmadığını iddia ediyor. Ancak Birleşmiş Milletler (BM), ABD ve Türkiye, HTŞ’nin El Kaide ile bağlantısı olduğunu düşünüyor ve HTŞ’yi terör örgütü olarak sınıflandırıyor.
Suriyeli gazeteci ve Annaharar Gazetesi Türkiye Editörü Sarkis Kassargian bölgede HTŞ’yi destekleyen birçok radikal grup bulunduğunu, çoğunluğu Çinli Uygurlardan oluşan Türkistan İslam Partisi’nin de bunlardan biri olduğunu söylüyor.
HTŞ, Türkiye destekli silahlı grupların çoğunu İdlib’den çıkardıktan sonra İdlib’de fiili idari kontrolü ele aldı.
BBC İzleme Servisi’nden Mina al-Lami, “HTŞ’nin bakanlıkları var, sosyal medyayı aktif olarak kullanan bakanları var. Bakanlar yeni projeler duyuruyorlar, yeniden yapılandırma çalışmalarına odaklanıyorlar, mezuniyet törenlerine katılıyorlar” diyor ve ekliyor.
“Yani gerçekten kendini devletin içindeki bir alt devlet olarak sunmaya çalışıyor, kendi hizmetlerini sunuyor ve gerçekten uluslararası kamuoyunun onayını kazanmaya çalışıyor.”
Şam yönetimine muhalif Türkiye ile Şam yönetiminin müttefikleri Rusya ve İran, 2017 yılında Kazakistan’ın başkenti Astana’daki görüşmelerinde çatışmaları azaltmak için, İdlib’in de aralarında bulunduğu çatışmasızlık bölgeleri oluşturma kararı aldı.
Sonraki yıl Rusya ile Türkiye, İdlib'de muhalifler ve Suriye Ordusu arasında tampon bölge oluşturmak üzere anlaştı.